Gazetelerin kitap eklerini olabildiğince takip ederim. Cumhuriyet, Radikal ve Dünya kitap eklerini hiç kaçırmamakla birlikte, denk düştükçe diğer ekleri de alır okurum. Akşam gazetesinin kitap ekine ise epeydir bakmıyordum. Bu hafta (9 Mart) nihayet yakalayabildim ve neden epeydir bakmadığımı hatırladım. Bu nedeni sizinle de paylaşmadan önce, kitap ekleriyle ilgili düşüncemi özetleyeyim.
Farklı gazetelerin kitap eklerinde çoğu zaman aynı kitapların ele alındığı doğrudur. Bu da tamamen günceli yakalama kaygısından kaynaklanır ve son derece mantıklı bir hamledir. Ama her yazı, yazan kişinin bakışını, yorumunu, beğenisini anlatır. (Sipariş üzerine yazılanları hariç tutuyorum elbette.) İşte bu yüzden farklı kitap eklerini takip etmeyi önemsiyorum. Ve bu eklerin elbette ticari kaygısı vardır. Yayınevlerinin de ticari kaygısı vardır. Dağıtımcıların da… Matbaaların da… Bu anlamda duruma fazla romantik bakmaya gerek yok. Amaaaaaaa…..
Başa dönelim: 9 Mart Cuma günü elimde iki ayrı kitap ekiyle eve döndüm. Radikal Kitap ve Akşam Kitap. Önce ilk iki dergideki yeni kitapları, olumlu-olumsuz eleştiri yazılarını, köşe yazılarını okumaya başladım dikkatle ve keyifle. Akşam Kitap’a gelene kadar… (Dergideki çok sayıda yazım hatasını bir kenara bıraktığımı da baştan söyleyeyim.)
Derginin “Vitrindekiler” sayfasında 40 kitabın kapak resmi, yazarı, yayınevi ve sayfa sayısı tek tek yazılmış. Bir tanesinde bile çevirmenin ismi yok. Kitap tanıtım yazılarına baktım, görebildiğim kadarıyla sadece Roberto Bolaño’nun 2666 adlı romanının çevirmeni Zeynep Heyzen Ateş’in adı geçiyor (yazan Şenel Susam). Bir de Cemil Kavukçu “Arka Bahçe” adlı köşesinde Virginia Woolf’un kitabı Mrs. Dalloway’in çevirmeni olarak İlknur Özdemir’e yer veriyor. Hadi yazıların içinde yok, bari künyelerde olsun diye umut ederek baktım, onlarda da çevirmenin adı sanı yok. Tek istisna, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Korkak Kumandan kitabının künyesi. Çeviren Filiz Özdem’in ve resimleyen Emine Bora’nın isimlerini de belirtmiş yazar Aydın İleri.
Bu seçimler yazarlara mı yoksa derginin yazı işlerine mi ait bilemiyorum. Ama kişisel düşüncem şu: Yazarlar çevirmen ya da çizer ismi belirtmese bile yazı işleri bu konuda uyarıda bulunmalı ve herkesin hakkını teslim etmeli. “Vitrindekiler” sayfasında da aynı tutumun sergilenmesi, sıkıntının dergi yazı işlerinden kaynaklandığını düşündürüyor. Eğer bu konuda Akşam Kitap tarafından bir açıklama yapılırsa memnuniyetle sizlerle de paylaşırım.
Belki diyeceksiniz ki “Aman canım, bu kadar önemli mi? Yazmayıversin çevirmen ismi filan. Kitabı alanlar nasılsa görürler çevirmeni.” O zaman ben de derim ki “Çevirmenin adı kitabın künyesinde, kapağında, iç kapağında, tanıtım yazısında olmazsa, okurun gözünde de olmaz. Kitabı alanlar çevirmenin üstünden atlar geçer.”
Bazen o kadar yoruluyorum ki bunları anlatmaktan. Yalnız da değilim üstelik. Çeviri dernekleri, bağımsız çevirmenler, bazı yazarlar, eleştirmenler de aynı şeyi defalarca anlatıp duruyorlar. Sonuç yok. Şöyle bir örnek vereyim: 9 Mart tarihli Akşam Kitap’ta çeviri eserlerin yer aldığı 7 yayınevi ilanının hiçbirinde çevirmeninin adı geçmiyor. Radikal Kitap’ta ilan sayısı 15, çevirmenin yer aldığı ilan sayısı 6. (İki yayınevinin ilanında da çevirmenlerin ismi kitap kapağında var ama okunur olmadığı için saymıyorum.) Eh, yayınevi bunu yaparsa kitap dergisi de bin beterini yapar elbet. Böyleyken böyle…
“Lafı Çevirmeden” köşesi, Remzi Kitap Gazetesi, Nisan 2012