Cıssss!

Remzi Kitap Gazetesi’nin Nisan 2011 sayısında T.C. Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yük­sek Kurumu’nun öncülüğündeki “Farklı Kültürlerin Temel Düşünce, Bilim ve Sanat Eserlerini Türkçeye Çeviri Hareketi”nden söz etmiştik. Şimdi de aynı alanda ve tam tersi yönde bir girişimden söz edelim: “TEDA Projesi” (Türk Kültür, Sanat ve Edebiyatı ile İlgili Eserlerin Türkçe Dışındaki Dillerde Yayımlanmasına Destek Projesi). Proje, yetkililerin ifadesiyle “Türk kültür, sanat ve edebiyatının klasik ve çağdaş eserlerinin, ilgili ülkelerin tanınmış yayınevlerince Türkçe dışındaki dillere çevrilmesi, o dilin konuşulduğu ülke veya ülkelerde yayınlanması, tanıtılması ve pazarlanması esasına dayalı, özünde bir ‘çeviri ve yayım’ destek projesidir.”

2005 yılından bu yana dokuz yüz küsur eser pek çok farklı dile çevrilmiş. Kitapları çevrilen yazarlar arasında Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Enis Batur’a, Latife Tekin’den Nazlı Eray’a, Aziz Nesin’den Orhan Pamuk’a kadar pek çok isim yer alıyor. Harika bir proje, öyle değil mi?

Bildiğim kadarıyla projenin işleyişi de şöyle: Yayınevleri çevirip yayımlamak istedikleri eserleri bildiriyorlar. TEDA Danışma ve Değerlendirme Kurulu da bu başvuruları değerlendirip karara bağlıyor. Bu kurul, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü, Genel Müdürlüğün Yayımlardan Sorumlu Daire Başkanı ve beş akademisyen ile edebiyatçıdan oluşuyor.

12 Eylül Pazartesi günü Taraf gazetesinde çıkan bir yazı, bu projeye gölge düşürür nitelikte. Yazının sahibi Hasan Ali Toptaş, Latife Tekin, Aslı Erdoğan, Perihan Mağden gibi edebiyatçıların eserlerinin yurt dışında basımını sağlayan Barbaros Altuğ. “Aradığınız Projeye Şu An Ulaşılamıyor!” başlıklı yazıda şöyle diyor Altuğ:

“Orhan Pamuk’u Almanya’da keşfederek Avrupa’ya tanıtan ve Almanya’nın halen en prestijli yayınevi sayılan Suhrkamp, [Perihan] Mağden’in tüm eserlerini yayımlıyor. … Yayınevi, daha önce yayımladığı Mağden kitapları ‘İki Genç Kızın Romanı’ ve ‘Biz Kimden Kaçıyorduk, Anne?’ için TEDA’nın söz verdiği desteği de aldığı için kendinden emin bir şekilde ve Alman disiplinine uygun tam ve zamanında yeni kitap ‘Ali ile Ramazan’ için de TEDA’ya başvurdu. Fakat iki satırlık bir mektupla başvurunun reddedildiği bildirildi Suhrkamp’a!”

Barbaros Altuğ’un ifadesiyle yayınevi bu konuda TEDA’yla iletişime geçmiş ama doyurucu bir yanıt alamamış. (Tabii “doyurucu bulunmayan” bu yanıtın içeriğini bilemiyoruz.) TEDA daha sonra, Suhrkamp Verlag’ın başvurusunun 6 Haziran 2011’de görüşüldüğünü ve bir sonraki kurul gündemine alınmak üzere ertelenmesine karar verildiğini açıkladı. Ama bu ertelemenin gerekçesiyle ilgili bir açıklama yok.

TEDA’nın internet sitesinde, destek verilen Perihan Mağden romanlarına baktım. 2005-2010 yılları arasında Mağden’in dört kitabının (“İki Genç Kızın Romanı”, “Biz Kimden Kaçıyorduk, Anne?”, “Haberci Çocuk Cinayetleri”, “Refakatçi”) on bir ayrı dilde olmak üzere toplam on altı çevirisi yapılmış.

Perihan Mağden, kalemini çok sevdiğim bir yazar. Özellikle “Haberci Çocuk Cinayetleri”ni büyük bir zevkle okumuş, edebiyatımız adına çok sevinmiştim. “Ali ile Ramazan” ise bana göre Mağden’in yeteneğine ihanet ettiği bir kitaptı. Peki ama bu, kitabın yurt dışında okunmasını engellemek için geçerli bir neden mi?

Kitabın çevirisine destek verilmemesi kararının nedeni edebi kaygılar ise bunun Kurul’da bulunan akademisyen ve sanatçılar tarafından edebiyat eleştirisi bağlamında temellendirilerek açıklanmasını beklerim. O zaman yine “Nedir bu kurullardan çektiğimiz?” diye dert yanarız yanmasına ama en azından edebiyat çerçevesinde bir yanıt almış oluruz. Hiçbir gerekçe gösterilmiyorsa o zaman spekülasyonların doğruluk payı var demektir. Egemenler kendi yargıları dışında hiçbir şeye yaşama şansı vermezlerse bu işin sonu ne olur? İşte böyle “cısss” olur!

 

“Lafı Çevirmeden” köşesi, Remzi Kitap Gazetesi, Ekim 2011

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir