Ayşe Başcı, homofobikliği, ırkçılığı, egemenlerin zorbalığını, işçi sınıfını ve sosyal eşitsizliği odağına alan kitapları tüm dünyada dikkat çeken Édouard Louis’nin Türkçe çevirisi merakla beklenen otobiyografik romanı Eddy’nin Sonu’nu değerlendirdi.
“Ağır argodan son derece rafine kelimelere kadar uzanan bir çeşitlilikle katman katman örülmüş bir dil. Yargılanmaktan çekinmeden, “Bunlar hep yaşandı ve bunun birden fazla sebebi var,” diyen bir anlatı. Hayatımızın içindeki sıradan (zannettiğimiz) simgeleri (yüzük, televizyon, içki, fabrika vb.) kullanan, ama bunu edebî semboller olsun diye değil, hepimizin var ettiği ve kabullendiği anlamlarıyla ortaya koyan bir anlatım.”